BBM Magazine Issue-Sayı: 25 March/April - Mart/Nisan 2018
COVER STORY • KAPAK DOSYASI 33 BBM / MART-NİSAN 2018 • MARCH-APRIL 2018 micronutrient status, which revealed that low micronut- rient intake was a major public health concern [6]. Flour was initially fortified with iron and folic acid, although fortification with zinc, niacin and vitamins A, B and D followed shortly after. A follow up survey in 2010 showed that the roll-out of the program in Jordan had been a huge success. For example, there was a reported 13% reduction in iron deficiency in children. Wheat flour products are now routinely fortified with a wide range of essential vitamins and minerals across the country [7]. Continu- ed efforts are essential to support and widen the sco- pe of fortification initiatives, to improve public health in the region. WORKING WITH EXPERTS TO SAFEGUARD THE HEALTH OF FUTURE POPULATIONS Advances in fortification technology now mean that it is easier than ever for food manufacturers and millers across the globe to combat malnutrition in developing and developed countries, without impacting dietary pat- terns or the sensory characteristics of foods. Improving the population’s nutritional status through staple food fortification can help to facilitate a huge social return on investment to support the world’s economic growth and rıştırılması önemlidir. Bu, ayarlanabilir besleme hattı kulla- nılarak besin maddelerinin unun konveyör kayışı boyunca akışına uygun bir oranda eklenmesiyle gerçekleştirilir. Aynı zamanda farklı un gruplarının birleştiği noktada da ekle- nebilir. Besin maddelerinin tahıldan ayrılmasını önlemek için, bu mikro besinlerin parçacık büyüklüğü ve ağırlığının un ile aynı veya yakın olması önemlidir. Temel besin maddelerini güçlendirmenin kanıtlanmış başarısı, toplumun beslenme şekillerini değiştirmeden uygulanabilir olmasına dayandırılabilir. Bilinçli kullanım veya bireylere uygunluk gerektirmemesi – teknolojideki gelişmeler, un gibi ürünlerin görünüm, tat ve doku ola- rak duyusal özelliklerini etkilemeden zenginleştirilmesi- nin mümkün olduğu anlamına gelmektedir. Sonuç ola- rak, toplumlar her zamanki yeme alışkanlıklarına devam edebiliyor. Bu da hem tüketici davranışlarındaki zorluk- ların giderilmesine yardımcı oluyor hem de mevcut gıda ürünleri üzerinde fazla seçim özgürlüğünün bulunmadığı gelişmekte olan ülke veya bölgelerde çok önemli bir gö- revi yerine getiriyor. Peki, un zenginleştirme gerçekten işe yarıyor mu? Ür- dün, 2002 yılında buğday ununun zenginleştirilmesini zo- runlu hâle getirdi. Program, ülkenin ulusal düzeyde mikro besin durumuna ilişkin ilk araştırmada düşük mikro besin alımının kamu sağlığı üzerinde büyük endişe yarattığının tespit edilmesiyle başlatıldı [6]. Un, ilk etapta demir ve fo- lik asitle zenginleştiriliyordu, kısa zaman sonra ise çinko, niyasin, A, B ve D vitaminleri ile zenginleştirilmeye baş- landı. 2010 yılında yürütülen devam araştırması, programın Ürdün’deki seyrinin büyük başarılara ulaştığını gösterdi. Örneğin, çocuklarda demir eksikliğinin %13 oranında azaldığı tespit edildi. Buğday unu ürünleri şu an ülke ge- nelinde yaygın olarak birçok önemli vitamin ve mineral ile zenginleştirilmektedir [7]. Gösterilen çabaların devamlılığı, zenginleştirme girişimlerini desteklemek ve kapsamını ge- nişletmek ve bölgedeki kamu sağlığını artırmak açısından oldukça önemli. GELECEK NESİLLERİN SAĞLIĞINI KORUMA ALTINA ALMAK İÇİN UZMANLARLA ÇALIŞMAK Zenginleştirme teknolojisindeki gelişmeler sayesinde günümüzde dünya çapındaki gıda üreticileri ve değirmen- ciler, beslenme alışkanlıklarını veya gıdaların duyusal özel- liklerini etkilemeden gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde var olan yetersiz beslenmeyle hiç olmadığı kadar kolay mücadele edebilmektedirler. Nüfusun beslenme durumu- nun temel besin maddelerini zenginleştirme yoluyla iyileş- tirilmesi, sivil toplum kuruluşlarının ve organizasyonların hem özel sektörde, hem de kamu sektöründe yaptığı çalışmaların yanında, dünyanın ekonomik büyüme ve ge-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTMxMzIx