BBM Magazine Issue:28 September-October 2018 / BBM Dergisi Sayı:28 Eylül Ekim 2018

ARTICLE • MAKALE 55 BBM / SEPTEMBER-OCTOBER 2018 • EYLÜL-EKİM 2018 The story of Sorgül planted in Mesopotamia starts with a small health problem of my daughter… Although the life was alright until 2012, I was wrecked because of tumor diagnosed at the left lobe of my daugh- ter. My daughter was 5.5 years old then. Immediately, she was taken to an operation. It was successful, but all tumors could not be removed. Our only relief was that the tumor was benign. Our doctor told us that this sickness is widespread among kids and the reason for this that we lost our old food habits and could not even grow natural foods on soil, and the main reason for our problems is that what we consume is not natural. As a long time dweller at such an agricultural city, Mar- din, I believed that everything grown at soil is natural and clean. After that time, as a mother of three and a chef that feed thousands of people with her foods, I turned my face to the earth. As I spent time in the kitchen, I began to spend equal time with the farmer producing the prod- uct I used while cooking the food. After this awareness, I began to make studies on soil. SOIL AND LOCAL SEED! Everything had been entirely different two generations ago. Nowadays, the concept of organic food that we seek now was not known because everybody produces and consumes organic food. There was no agricultural product exported and imported and scaled in tons. Lo- cals produced food according to the seasonal conditions and sold at local bazaars. Evet social study classes in schools, seasonal fruits and vegetables were taught. I do not know if they are still. If there is such a topic, I am curi- ous how children can distinguish these terms in a time in which they can find everything at any time. In fact, we did not live in the world that is so populated, and the basic agricultural methods were enough to feed people. Now, millions and billions of people are fed with the advanced level of agricultural technologies. However, not only the climate change but also agricultural policies of the state, scientific developments, and global trends have a say over the earth. For these reason, we consume and are wasted more day after day! Throughout history, Turkey has been a fertile area for cultivation. When we look at Anatolian soil, we talk about a rich geography that four seasons are experienced and have different heights, winds, rain, and soil cultures. As a result of these conditions, Turkey is among the rich- est countries as far as biodiversity is concerned. There are more than twelve thousand different bio-diversities. Four thousands of these are endemic, meaning that they could Mezopotamya’da yeşeren Sorgül’ün hikayesi küçük kı- zımın sağlık problemi yaşamasıyla başladı... 2012 yılına kadar her şey yolunda giderken kızımın bey- ninin sol lobunda tespit edilen bir tümör dolayısıyla alt üst oldum. Kızım o zaman 5.5 yaşındaydı. Hemen ameliyata alındı. Başarılı bir ameliyat geçirdik fakat tümörün tama- mı alınamadı. Tek tesellimiz tümörün iyi huylu olmasıydı. Doktorumuz bu durumun özellikle çocuklarda çok yaygın olduğunu, sebebinin ise eski beslenme alışkanlıklarımızı yitirmemiz ve toprakta yetiştirilen ürünlerin bile doğal ol- mamasından ötürü, problemin ana kaynağının tükettiği- miz hiçbir ürünün doğal olmaması olduğunu anlattı. Uzun yıllardır Mardin gibi bir tarım şehrinde yaşayıp toprakta yetişen her şeyin temiz ve güvenli olduğunu dü- şünüyordum. O saatten sonra üç çocuğu olan bir anne ve yaptığım yemeklerle her gün yüzlerce insanı besleyen bir şef olarak yüzümü toprağa çevirdim. Mutfakta yemek yaparken çalıştığım insanlar kadar zamanımı mutfaktaki yemeği yaparken kullandığım ürünü üreten çiftçi ile geçir- meye başladım. Bu farkındalığı kazanmamla birlikte top- rakla alakalı çalışmalar yapmaya başladım. TOPRAK VE YEREL TOHUM! Bizden sadece iki kuşak önce her şey daha başkay- dı. Şimdilerde hepimizin arayış içerisinde olduğu organik ürün kavramı bilinmiyordu. Çünkü herkes organik üretiyor ve besleniyordu. Yurtdışından ithal ve ihraç edilen, tonlar- la ölçülen tarım ürünleri yoktu. Yerel halklar mevsimsel ko- şullara uyumlu olarak üretiyor yerel pazarlarda satıyordu. Okullarda bile hayat bilgisi derslerinde öğretilen mevsim- lere göre üretilen sebze-meyveler diye bir kavram vardı, hala var mı bilmiyorum. Varsa bile her istediğimizi her an bulabildiğimiz bir dönemde çocukların bu kavramları ayırt edebilmesi ne kadar kolay artık? Aslında bu kadar kala- balık bir dünyada yaşamıyorduk ve basit tarım yöntemleri o zamanın insanlarını doyurmaya yetiyordu. Şimdi ileri dü- zeyde tarım teknolojileri ile milyonlarca milyarlarca insan doyuyor. Ancak şimdi sadece iklim olayları değil, devletin tarım politikaları, bilimsel ilerlemeler, küresel eğilimler artık toprak üzerinde söz sahibi olmuş durumda. Bu sebeple gün geçtikçe daha fazla tüketiyor ve tükeniyoruz! Türkiye, tarih boyunca tarım yapılan bereketli bir alan olmuştur. Anadolu topraklarına baktığımızda, farklı coğ- rafi özelliklere sahip, dört mevsimin hüküm sürdüğü, farklı yükseklik, rüzgâr, yağış ve toprak kültürlerine sahip oldu- ğumuz zengin bir coğrafyadan konuşabiliyoruz. Bu ko- şullara bağlı olarak dünya üzerinde biyolojik çeşitliliği en zengin ülkelerin başında geliyoruz. Sayısı 12 binden fazla olan biyolojik çeşitliliğimizin 4 bin kadarı endemik yani başka topraklarda yetişmiyor. Nüfusumuzun etnik çeşitli- liği gibi toprağımızın çeşitliliğiyle bize sundukları da o ka-

RkJQdWJsaXNoZXIy NTMxMzIx