BBM Magazine Issue-Sayı: 33 July/August - Temmuz/Ağustos 2019

ARTICLE • MAKALE 60 BBM / JULY-AUGUST 2019 • TEMMUZ-AĞUSTOS 2019 sunlight and carbon dioxide. That is incredible. Amanda tries to make photosynthesis more ‘effec- tive’ by changing the genes of the seeds. “Only 5 percent of the sunlight energy is transferred to the biomass of the plant, and that makes the plant grow.” The Rubisco enzyme, which plays a critical role in the photosynthesis reaction, enables the capture of carbon dioxide that will be converted into energy. However, Rubisco can sometimes capture oxygen instead of carbon dioxide, which in turn becomes a domino effect. Amanda draws similarity between Rubisco and a cook: “The cook needs to get the ingredients off the shelf first. But she has to move fast. So she some- times gets the wrong ingredients. She takes salt in- stead of sugar and adds it to sponge cake.” Amanda said that such mistakes decelerate the plant growth by 30 and 50 percent. “In fact, this en- ergy can be used to grow the plant and crop,” she said. Amanda and her team change the plant’s genet- ics and make the growth process faster, which was slowed because of Rubisco mistakes. Also, in order to make it easier for Rubisco enzyme, they intensify carbon dioxide density. “It is like we are placing more sugar on the kitchen shelves,” she said. So, crops growing out of the en- hanced seeds have become bigger by forty percent. Although many scientists argue that genetically modified plants are the new ‘green revolution’, there are also some who argue that crops produced in this way can develop resistance to antibiotics or cause serious illness. The United Nations’ prediction that the world’s population will reach 11 billion by 2100 is seen as a risk for food safety. Although the search for solutions in different areas continues, the world has not yet begun the second ‘Green Revolution’. Experts say that for real progress, governments and the world of science must work in full harmony, just like in the 1960s. Kate Lamble and Tim Mansel/BBC Radio 4 dan dışarı baktığınızda muhtemelen bir yaprak göre- bilirsiniz. O yaprak güneş ışığı enerjisini emiyor, kar- bondioksit çekiyor. İnanılmaz bir şey” Amanda ise tohumların genleriyle oynayarak foto- sentezi daha ‘etkin’ hale getirmeye çalışıyor. “Güneş ışığı enerjisinin sadece yüzde 5’i bitkinin biokütlesine aktarılıyor ve bitkinin büyümesini sağlıyor.” Fotosentez tepkimesinde kritik rol oynayan Rubis- co enzimi, enerjiye dönüştürtülecek olan karbondi- oksitin yakalanmasını sağlıyor. Ancak Rubisco, ba- zen karbondioksit yerine oksijen de yakalayabiliyor ve bu da bir tepkimeyle domino etkisine dönüşüyor. Amanda, Rubisco’yu bir aşçıya benzetiyor: “Aşçı- nın yapacağı pasta için önce raftan malzemeleri in- dirmesi gerekiyor. Ama çok hızlı hareket etmesi ge- rekiyor. O yüzden de bazen yanlış malzemeyi alıyor. Şeker yerine tuz alıp pandispanya harcına katıyor.” Amanda bu hataların, bitkilerin büyüme hızını gün- de ortalama yüzde 30 ila 50 yavaşlattığını belirtiyor ve “Oysa bu boşa giden enerji bitkinin ve mahsulün büyütülmesinde kullanılabilir” diyor. Amanda ve ekibi, bitki genlerini değiştirerek Rubis- co enziminin hataları nedeniyle yavaşlayan büyüme sürecini daha hızlı hale getiriyor. Bir yandan da Ru- bisco enziminin işini kolaylaştırmak için karbondiok- sit yoğunluklarını artırıyor. Amanda, “Aslında yaptığımız şey, mutfakta raflara daha fazla şeker koymak gibi” diyor. Bu yolla gelişti- rilmiş tohumlardan çıkan bitkiler, yüzde 40 daha bü- yük hale geliyor. Her ne kadar birçok bilim insanı genetiği değişti- rilmiş bitkilerin yeni ‘yeşil devrim’ olduğunu savunsa da, bu yolla üretilen mahsullerin antibiyotiklere kar- şı direnç geliştirilmesine ya da ciddi hastalıklara yol açabileceğini savunanlar da var. Birleşmiş Milletlerin ‘2100 yılına gelindiğinde dün- ya nüfusu 11 milyara ulaşmış olacak’ öngörüsü gıda güvenliği açısından bir risk olarak görülüyor. Her ne kadar farklı alanlarda çözüm arayışları de- vam etse de, dünya henüz ikinci ‘Yeşil Devrim’ini başlatabilmiş değil. Uzmanlar, gerçek anlamda bir ilerleme için hükümetlerin ve bilim dünyasının aynı 1960’larda olduğu gibi yeniden tam bir uyum içeri- sinde çalışması gerektiğini söylüyor. Kaynak: Kate Lamble ve Tim Mansel/BBC Radio 4

RkJQdWJsaXNoZXIy NTMxMzIx