BBM Magazine Issue-Sayı: 46 September/October - Eylül/Ekim 2021

43 COVER STORY • KAPAK DOSYASI BBM / EYLÜL - EKİM 2021 • SEPTEMBER - October 2021 those products in terms of health. The price increase in raw materials led the Packmans to find “illegal” ways to produce the food with the same cheapness. The meat was provided from the animals which died of various causes (not slaughtered halal) as well as horses, donkeys and pig not from the livestock. Even after these did not decrease the prices adequately, they started to use filling materials such as soya bean, potato and bread crumbs. Indeed, the Packman dug his own grave with those methods. We were accus- tomed to the Packmans who pass through our street. They were an important motive of our lives. Bagel seller, fisher, grilled meatball seller, cooked rice seller, grilled sheep's intestines sellers… All were influenced by those norms. They were obliged to find a “shop” to sell. Later on, it was the turn of under the counter con- tract manufacturers. They were also the victim of the standards. It can be said that it became a good implementation. They did not have place beside the companies have spent effort and capital for years to become a brand. However, the European Union stan- dards have no limits. They increasingly develop the standards. Every increase, of course, escalates the costs as well as requires new investments. Considering the happenings, it can be said that many people suffered from the EU norms; many busi- ness shut down, killed the Packman sector, changed Bu tepkinin ilk nedeni üretim sürecinden tüketime kadar herkese artı bir maliyet yükü getirmesi, yani ekonomik. Hem satanlar hem de alanlar bu “ucuz gıda” çözümünden mutluyduk eski zamanlarda. Ta ki bu ürünlerin sağlık açısından risklerini keşfede- ne kadar! Hammaddelerin fiyat artışı, bu ruhsatsız seyyar satıcıları aynı ucuzlukta yiyecek üretmek için bazı “yasa dışı” yollara itti. Etler bilinen çiftlik besi hayvanı eti yerine kesim öncesi değişik gerekçe- lerle ölen hayvanlardan (helal kesim olmayan), sur- dibinde kesilen sütçübeygiri-eşek-domuz etinden temin edilmeye başlandı; sonrasında bunlar da mali- yetleri yeterli miktarda indirmeyince sıra soya fasul- yesi-patates-galeta unu gibi dolgu malzemelerine geldi. Seyyar aslında kendi ipini çekti de denilebilir. Sokaklarımızdan giderek kalkan seyyar satıcılara hepimiz alışmıştık; hayatımızın önemli bir motifiydi seyyarlar. Simitçi, balıkçı, köfteci, pilavcılar, koko- reççiler… Hepsi bu normlardan nasibini aldı. Bütün seyyarlar “dükkan”a yerleşti. Sonra sıra merdiven altı fason üreticilere geldi. On- lar da standartların kurbanı oldu. İyi de oldu denile- bilir. Yıllarca marka olmak için emek ve sermaye har- camış olanların yanında hiç de yerleri yoktu. Ama AB normları öyle dur durak bilmiyor. Standartları giderek yükseltiyor. Her yükseliş de elbette maliyetleri arttırı- yor, yatırım gerektiriyor. Böyle bakınca, burnumuza dayatılan AB normları-