BBM Magazine Issue-Sayı: 46 September/October - Eylül/Ekim 2021
69 INTERVIEW • RÖPORTAJ BBM / EYLÜL - EKİM 2021 • SEPTEMBER - October 2021 I don't think that a country like Russia that exports 40 million tons of wheat will target a market of 2.7 million tons, which is shrinking every day, and especially that it will impose a raw material export tax for this. If Russia is targeting wheat importing countries rather than flour importing countries and it is thought that those countries will import flour instead of wheat, this would not be a logi- cal approach again. Because flour import can never be an alternative to importing wheat and crushing it in your own country in the context of food safety. The shelf life of flour is so short that it cannot be compared with wheat. Storage of flour is much more difficult than wheat. Wheat supply can be done in high tonnages and it is a market ten times deeper than global flour export. In quality prob- lems, quality correction can be achieved by mixing with other wheats. Therefore, no country wants to close its mills and make the country dependent on flour imports. Flour imports can only make up for the shortage of local production. THE NEW TREND IS TO IMPORT WHEAT AND CRUSH IT AT THE DESTINATION I think that the world flour trade will decrease in the coming period. Now the new trend is to import wheat and crush it at the destination. For the reasons I ex- plained above, when the country that used to be a flour importer established its own mills and no longer allowed wheat flour import, it will not mean anything if you are producing in Turkey, Russia or Ukraine. Of course, wheat flour trade in the world will never be zero. A food crisis, a political or economic crisis or drought in some part of the world will necessitate flour import. When a need arises, the answer to the question “Where to buy flour?” should continue to be Turkey as it is now. For this, Turkey should re-establish the Flour Promotion Group, which was closed with an erroneous decision in 2017. And also our flour industrialists should focus on qual- ity and efficient production. Companies outside the sec- tor, which has become very widespread these days, should not be allowed to collect and export the flours of unknown origin. We must keep our container logistics strong. And perhaps most importantly, we should return to the years when we had a surplus in wheat, as in the 2000s. In this way, we both realize a more value-added flour export and we do not face the export restrictions of wheat exporting countries. Mr. Kaşıkçı, is there anything else you would like to share with our readers? Thank you for giving this opportunity to me. gün daralmakta olan bir pazarı hedefleyeceğini, hele bunun için hammadde ihracat vergisi uygu- layacağını sanmıyorum. Eğer Rusya un ithalatçısı ülkeleri değil buğday ithalatçısı ülkeleri hedefliyor- larsa ve o ülkelerin buğday yerine un ithal ede- cekleri düşünülüyorsa bu da yine hiç mantıklı bir yaklaşım olmaz. Çünkü un ithalatı, gıda güvenliği bağlamında hiçbir zaman buğday ithal edip kendi ülkende kırmanın alternatifi olamaz. Unun raf ömrü buğdayla kıyaslanamayacak kadar kısadır. Depo- lanması buğdaya göre çok daha zordur. Buğday tedariği yüksek tonajlarda yapılabilir ve global un ihracatına göre on kat daha derinlikli bir pazardır. Kalite sıkıntılarında, başka buğdaylarla karıştırıla- rak kalite düzeltmesi sağlanabilir. Dolayısıyla hiçbir ülke değirmenlerini kapatıp ülkeyi salt un ithalatına bağımlı kılmak istemez. Un ithalatı ancak yerel üre- timin eksiğini kapatabilir. YENİ TREND BUĞDAY İTHAL EDİP DESTİNASYONDA KIRMAK Ben önümüzdeki dönemde dünya un ticaretinin azalacağını düşünüyorum. Artık yeni trend buğday ithal edip destinasyonda kırmak. Yukarıda da izah ettiğim nedenlerle eskiden ithalatçı olan ülke ken- di değirmenlerini kurup artık buğday unu ithalatı- na izin vermediğinde Türkiye’de, Rusya’da ya da Ukrayna’da üretim yapıyor olmanız bir şey ifade etmeyecek. Elbette dünyada buğday unu ticareti hiçbir za- man sıfır olmayacaktır. Mutlaka dünyanın bir ye- rinde yaşanan bir gıda krizi, siyasi veya ekonomik bir kriz veya kuraklık un ithalatını gerekli kılacaktır. Bir ihtiyaç oluştuğunda “un nereden alınır?” soru- sunun cevabı şimdi olduğu gibi Türkiye olmaya devam etmeli. Bunun için de Türkiye 2017 yılında hatalı bir kararla kapatılan Un Tanıtım Grubu’nu tekrar hayata geçirmeli. Sanayicimiz kaliteli ve ve- rimli imalata odaklanmalı. Bu aralar çok yaygınlaş- maya başlayan sektör dışından firmaların oradan- buradan ne olduğu belli olmayan unları toplayıp ihracat yapmalarına izin verilmemeli. Konteyner lo- jistiğimizi kuvvetli tutmalıyız. Ve belki de en önem- lisi, 2000’li yıllardaki gibi buğdayda rekolte fazlası verdiğimiz yıllara dönmeliyiz. Bu sayede hem daha katma değerli bir un ihracatı gerçekleştirir hem de buğday ihracatçısı ülkelerin ihracat kısıtlamalarına muhatap olmayız. Sn. Kaşıkçı, sizlerin eklemek istediği, okuyucu- muzla, sektörle paylaşmak istediği başka husus- lar var mı? Bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTMxMzIx